al işte...

Mor bir gökyüzü çizdim yeni. Gri bulutlar yerleştirdim, patch bulut. Bulutları kedilere benzettim, kediler yamuk yumuk hoşuma gitti. Beni çok üzdüğün için sana yer yok, sen benim için hayal çizdin mi hiç?
Kuş çizdim bir de, 3-5 tane minicik kuş... Minicik kuşlar uçar mi? Uçmaz tabii, ama benim gökyüzümde uçuyor oh canıma değsin. Yamuk kediler yemiyor kuşları, öpüyor kanatlarından, tüylerinin arasından. Her şeyin bir değeri var bu gökyüzünde, hepsinin değeri çok! Herkes kıymetli, hepsi birtanecik, detaylar bile kendini şanslı hissediyor. Mor mor erikler çiziyorum, öyle sulu ki erikler gökyüzümden aşağılara yağmur çisesi oluyorlar...

Sonra bir hamak çiziyorum altına, hamağa uzanıyorum, ellerimi başımın altına koyup, bacaklarımı bacak bacak üstüne atıyorum, dudağıma bir purple-kit buğdayı...
çizdiğim hayalleri yaşıyorum; gözlerimden mor boyalar akarken.

Cemberin disinda kaldim

İnsan türk kahvesinin bardağına bulaşan kırmızı rujuna bile yabancilasabiliyormus bazen, ne garip.

İlaç niyetine

Şifa ruha gerek dostlar. Şifalanmak yeniler enerjileri... Yenilenebilir enerjiyi yenilebilir enerjiden almak ilk kural. Bu yüzden sevdigin yemekler iyi gelir gözlerine. Yol alirsin. Yorgunluğa performanslı yuruyusler ve hayal kırıklıklarına gündüz yeşil çay akşam alkol. 

Kendini eksik hissetmelere ise; bol bol kitap ve cumbalı rum evlerinde kahve sohbetleri. Deniz havası da güzel, deniz kokusu da kuruntuları azaltır şüphesiz.

Ruhun şifalandıkça, içindeki minik kuşlar cikciklenir, güzel güzel gülersin.

biraz uyuşmak lazım...

nısım ratut mesreşüd, nısım raras masrıla aray

Gürültünün güzeli

Dostlar can dostlar! Oyle bir yagmur yagiyor ve oyle simsekler cakiyor ki... Balkonum derin, balkonum nefes... Tam ortasindayim dunyanin. 

Buyur buradan yaz

İnce ince işler gibi, oya gibi, noktasına kadar doğru yerde. Gökkuşağı gibi renklerle. Sıkılarak zaman zaman ama emek vererek daimi.