Pot stop

Potaya top girdi, yere dustu, zipladi 6 defa... Durdu. Bir cocuk kostu topa vurdu, top cimlerin arasina kacti, kayboldu... 5 gun orada unutuldu. Sonrasi...

88

Birileri icti, kimisi guvendi, kimisi agladi gecelerce, kimisi sansli... Patara sahilleri gibi olsun omrumuz, bol su, tukenmemesi icin el etek buyuttugumuz kaplumbagalAr ve hatirlayacak kadar yazilar...

Kara An

Saat cok erken...cogunuz uyuyor dostlar...bedenleriniz teslim geceden sabah alacasina, iyiniz de kotunuz de enerji topluyor...
Bense kimi uyandirsam 'biraz daha' diyecegi bu vakitte baskente ilerliyorum vasita vasita...

Koca dunyada sen kimsin hangi zamani beklersin ne yer ne icersin

Hikayelerin bir kismi havaalanlarinda baslar... Havadakinden cok alanda gecen mevzulara rastlariz... Belirli rastlantilar icin duraklar, alanlar, garlar iyi noktalardir. Gecici yerlerdir... Akillar karisiktir, bedenler yorgundur cogu zaman... Reklam mevzu onemlidir, icecekler, yiyecekler... Cunku insanin farkindaligi fazladir, bekliyordur. Beklerken insan ici bir bosluk yasar, donunce, gidince baslikli kararlar alinabilir, ne kadar saglikli olduklari tartisilir... Dibine kadar yalniz hissedersin kendini kimi zaman. Yine de cogu umut tasir.
Tahmin edeceginiz gibi dostlar; ismi lazim degil, bir alandan yaziyorum size... Oyalaniyorum, hayatimi, gelecegimi sorguluyorum. Neredeyim, ne yaparim, ne severim, ne isterim... Geri donuyorum, ama ah bu ben tadinda degil. Yalnizlik guc getiriyor kelimelerime, caresizlik degil...
Daha iyi goruyorum, daha iyi yasiyorum ani... Dakikayla olcuyorum onumdeki zamanlari.

Saraplari goruyorum rafta sirali, neden icilmeyi beklesinler allah askina, kolay mi aldilar oradaki yerlerini...

Her sey icin zaman, her sey icin emek, dunya bile bos durmayip donuyor, biz mi duracagiz?

romdanmor

Mor çocuk nefes almıyordu, kocaman gözleri, esnek kolları ve bacakları vardı, ancak başkası dürterse ses çıkartıyor, hayata gülerek bakıyordu. Saçları darmadağın, gövdesi yumuşacıktı....
Ona can verdik....
Önce muhabbetlere konu oldu, sonra yazışmalara, sonra dostlarım eli kalem tutmaya başladı ve başımı koyduğum yastığa rahatça uzanmaya...Hatta ben gidemedim, uzaklaşamadım hayat yoğunluğundan o gitti Galata'ya, Moda'ya....

Bir sevgiden insan doğar, bir doğumdan nefes
Bir nefesten umut doğar, bir umuttan dünya

yola giden yollar

Korkacak bir şey yok çocuğum; Masaya koyacaksın hayalleri ve istekleri, karar aşamasında, yanında bir sıcak, bir soğuk içeceğin olacak...Önce sıcağı içeceksin soğumasın diye, bakacaksın fincanın dibinde bir buçuk parmak kalmış, soğumuş, kaldıracaksın masadan, hayallerin bayat engellerle karşılaşmasın diye, maazallah üzerine dökülür filan...

Sonra devam edeceksin düşünmeye, ihtimaller değerlendirilecek, amaca giden araçlar listelenecek... Gün sonu gelmeden 15 dakika öncesi açacaksın soğuk içeceğini, yol almanın büyük heyecanı ile koca bir yudum alacaksın... Ona değil de, hayata susamış olduğunu anlayacaksın... Dizginleyeceksin.

Her şeyi yapmak istediğini anlayacak, arasından birkaç tane seçmek zorunda olduğunun farkında olacaksın...

ad'ım Sonbahar

Sonbahar sezonunun ilk sarı yaprağı, adımımla ezildi...

Aksamustu mönüsü

Ufak bosluklar yaratirim kendime, sahici anlar yasarim kendi kendime... O filme benzeyen hayat seritlerini dusunmem... Hey garson gelecek icin bana yaratmaya yetecek kadar buzlu melankoli ve zeytinyagli mutluluk... Bir de onden atistirmalik aci ezme ile bir parca sıkınti getir... Getir ki daha degerli olsun gunlerim... En guzel kiyafetlerimle oturayim masaya ve hava kararmaya yuz tutmus olsun ki yediklerim oturmasin mideme...

Evrim

Korkusuz ol, icinde yalniz, parcasiz ol ki, cansizlara inat organikligin cozulmeye calisilsin bin yillarca...

Fun

Bazi bazi dusunursun bu dj ne anlatir? Derdine ortak olayim dersin, sallarsin iki el kol, mirildanirsin notayi, ritmi... Yine de tam ortasina dusemezsin... Dinlersin! Soyut bir resim gibi, kafiyesiz siir... Copte bir sise buldum, bir elma sapi, bir de cay suyu... En guzel yasanmisliklar en derin duygular en sade kavramlardan ibaret...