20 Ağustos 2013 Salı

Icte olsa ben dista olsa ben

Sessizligin iki turu vardir; icinde sessizlik ve disinda sessizlik.

Icinde sessizlik, guzelidir, artik kendinle hesaplasmadigin halidir.
Icin susar, konusamaz, anlamlandiramaz hale gelir yasananlari. Sen konusursun ama icin tek kelime etmez, etmeye calistigi her an baska sebepler bulur kendine konusmamak icin. Bu tehlikeli bir durumdur ve sessiz kaldigin duruma bagli olarak, vazgecistir. 

Disinda sessizlik ise, eylemsizliktir.
Icinde tilkiler köy kurar, kurtlar akcigerlerinden baslayarak oymaya baslar seni, rüyalarinla savasirsin bunun yaninda. Ama susarsin... Susmanin dogru olacagini dusunur, ic mucadeleni ruhunda dizginlemeye calisirsin. Bunu gerceklestirdikce duzene alisirsin, alistigini sanirsin, bir dudak kipirdatsan gemileri yakacagini hissettigin icin de konusma yetini kaybedene kadar sabredersin. 



18 Ağustos 2013 Pazar

Yedialtibes... Sifir

Ikna olmak, tum kitaplari yerli yerine oturtmak ve karsidan bakarak, soldan saga tum eser isimlerini okumak gibidir dostlar... Icinde bir adet yenilgi, yarim adet zaferle " tamam " dersin... Her sey yerli yerine oturdu. 

Arafta hayat zordur. Kurmacadir, ihtimaldir, huzursuz mutluluktur, dengesiz mutsuzluktur, doldurulan bosluktur.

Geriye; Tozlarini almak kalir, sagdan sola silersin ustlerini, altlarini... En sevdigin kitaplari bir parmak one cikartir...

Dersin, tamam.

11 Ağustos 2013 Pazar

Göz Dönümü

Dondugun yer sen, sen oldugun icin donuyorsun... Sen sen oldugun icin var orasi... Gidilesi yerler de cabasi... Iklimimiz yaz oldugu icin geceler ilik, az biraz daha sancisiz... Ama yine de dönme eylemi hüzünlü iste... Gel de yak gemileri tutustur bir kibritle... Ben oldugum icin ben burasi, geride kaldigi icin donmus oluyorsun, döndügün surece anlamli, yoksa bildigin hepsi ani...