29 Mayıs 2016 Pazar

Gezi

Hayatımın en mutlu en kendim olmaktan gurur duyduğum günleriydi. Bir telefon gelmişti, olymposta arkadaşlarımlaydık ve onlar parmak arası terlikleriyle istanbula gittiler... Ben bir müddet sonra izmire döndüm. İnsanların gözlerinde yanan bir ateş hatırlıyorum. Sürekli telefondan yaşananları takip ettiğimi ve okuduğum haberlerde ağladığımı en önemlisi yalnız olmadığımı... Candy crushta karşıdan tedirgin can isterken, birbiri için canını feda edecek güzel insanlarla biber gazlarından kaçtığımızı... Kordonda yukarı doğru yükselen dileklerimiz, izmirin o esen rüzgarında yanda ki kız acaba üşüyor mudur hissiyatı, hassaslığı... Düzene karşı olmaktaki inanılmaz bütünlüğümüz ve en güzeli de uykusuz gecelerimiz... Sabah uykusundan daha ağır basan haberdar olma isteği... Dünyada emsali görülmemiş o direnişin bir parçası olmanın mutluluğu... Nazımı, denizi ve  kurtuluş mücadelesini aynı anda anlamak... Şükür ki böyle bir insanlık arzusuna teslim olmamız... Hayatımın en güzel günleriydi... Nasıl biliyor musunuz? Hayatım kofluktan çıkmıştı ve korkularım yok olmuştu... İşimden ailemden sevdiğimden daha önemli bir şeyler olmuştu... Bu ülkenin en güzel insanlarıyla şarkılar söyledik, güldük ve içten göz yaşı döktük. İyi ki oldu gezi iyi ki büyüttü bizi... İyi ki çapulcu oldum. Sonrasında uyutulmaya çalıştığımız karanlık günler yaşasakta, canım insanlarımın (ben dahil) teşvik, inanç ve hareketle yaşadığımız anları bir gün daha da güzelleştireceğine yürekten inanırım.

19 Mayıs 2016 Perşembe

-Su

Geldi kokusu, uyku korkusu, yalnız şiirler, gitti tortusu, sever beni dipsiz kuyusu, çeker içine biber kurusu, bu böyle dostlar eğrisi doğrusu... Zamanlar içinde zamansız kaldım.

9 Mayıs 2016 Pazartesi

Leyla

Mayısın tadı yok leyla... İnsan ölüleri ağırlaştırdı bulutları; güneşin önünden çekilemez oldular... Çiçeklerime düşen nisan yağmurları da açtırmamıştı tomurcukları. Aslında bir müddettir yaşananlara çok sevinemez ve çok üzülemez oldum. Büyümek bu muydu leyla? Yaşayacak kadar kelime kullanmaya başladım, çünkü yıllardır o çok sevdiğim insanların şiirsel dilleri hakettiklerini bile düşünmemeye başladım. Başlamak bazen bitmek demek ki leyla... Güzel müzikler bulmakta zorlandıkça 90lara dönüyorum bu ara... Sorsan neden? Ne bileyim çocukluk heyecanlarımı tadıyorum sanırım ya da globalliğin dibine vurmadan ki yöreselliğimi buluyorum. Rüyalarımda ne güzel uçan filler görürdüm, şimdi özlediklerimle sohbet sadece, hal hatır soruyorum nicedir görmediklerime... İyi oluyor varsan baksan, seni kimlerin sen yaptığını hatırlıyorsun. Hem benim sahnelerim sadece bana özel... Kişiye özel tasarımlar gibi kendime özel rüya tasarlıyorum. Yanlış anlama leyla... Mutsuz değilim, mutsuz olmaktan vazgeçtim çünkü, kendimim işte... 

Mayısın tadı yok ama rüzgarlı günlerde 5 dakika sonra başıma neler geleceğini bilmemek yine de içten içe hoşuma gidiyor. Çünkü iyi ihtimaller hep var...